

📅 10 Kasım 2021
✍️ Kaynak: Martine Robbeets – International Journal of Humanities and Education
📰 Derleyen: Metin Savaş / Göktürk Grubu
Dünya dilleri üzerine yapılan en dikkat çekici araştırmalardan biri, Belçikalı dilbilimci Martine Robbeets tarafından kaleme alındı. “Transavrasya Dillerinin Tarımsal Yayılma Nirengi Desteklemesi” başlıklı makalesinde Robbeets, Türkçe, Japonca, Korece, Moğolca ve Tunguzca dillerinin kökenine ışık tutuyor.

Robbeets’e göre bu beş dil, tek bir ortak aileden geliyor. Bu dil ailesi, onun tanımıyla Transavrasya Dilleri veya klasik adıyla Altay Dilleri olarak biliniyor.
Araştırma yalnızca dilbilimsel kökenleri değil, arkeolojik bulgular ve genetik veriler üzerinden de bir zaman yolculuğu sunuyor. Robbeets, bu verileri birleştirerek, söz konusu dillerin binlerce yıl önceki ortak atasını iz sürercesine analiz ediyor.
Makale, beş kardeş dilin geçmişte üç ana dile ayrıldığını ortaya koyuyor:
Yaklaşık 7 bin yıl önce, bu üç dil iki büyük kola ayrılıyor:
Ön-Altayca ve Ön-Japon Korece.
Robbeets’in analizine göre, Japonca ve Korece’nin ataları yedi bin yıl önce aynı dili konuşuyordu. Bu topluluk Kore Yarımadası’nda yaşarken, beş bin yıl önce bir kısmı Japonya adalarına göç etti. Böylece Korece ve Japonca birbirinden ayrıldı.
Aynı dönemde, Altayca konuşan topluluklar da ikiye bölündü:
Doğuya göç edenler Ön-Moğol Tunguzca, batıya gidenler ise Ön-Türkçe konuşmaya başladı. Zamanla bu diller birbirinden uzaklaştı ve günümüzdeki farklılıklar ortaya çıktı.
Bu araştırma, sadece dillerin değil, insanlığın da nasıl yayıldığını gösteriyor. Robbeets’in teorisi, tarımın yayılmasıyla dillerin de farklı coğrafyalara taşındığını savunuyor. Böylece dillerin evrimi, göç ve kültürel değişimlerle paralel ilerlemiş oluyor.
Martine Robbeets’in çalışması, binlerce yıllık bir dil haritasını yeniden çiziyor. Türkçe’den Japonca’ya uzanan bu bağlantı, Asya’nın derin tarihine yeni bir pencere açıyor.
Bu kapsamlı araştırma, Türkçe’nin kökeninin yalnızca Orta Asya’da değil, tüm Avrasya tarihinin merkezinde yer aldığını bir kez daha hatırlatıyor.
